Aşk dünyadaki en güzel duygudur, ancak bazı insanlar aşık olmaktan korkarlar. Geçmişte yaşanan acı tecrübeler, terkedilme korkusu, yeniden aynı acıları yaşamama isteği… Sonrası duvarlar örerek, bir daha aşkla bakmayarak, aşkla yaklaşmayarak ve aslında ondan korkarak geçen zamanlar…
Aşk savunmasız olmak demektir
Bir ilişki başladığında, onun nereye gideceği bizim tarafımızdan bilinmemektedir. Sonsuza dek sürecek mi yoksa kalplerimizde büyük bir acıya neden olacak mı diye endişeleniriz. Böylece, korumalarımızı güçlü tutar ve duygusallaşmaya izin vermeyiz. Diğer kişiyi daha çok önemsersek, sonunda incineceğimizden korkarız.
Geçmiş acıtıyor
Başkasına aşık olduğumuzda, geçmişi hatırlama ve önceki ilişkilerimizde neden incindiğimizin nedenlerini hatırlama eğilimindeyiz. Hatalarımızdan öğrenmemiz gerekenler elbette var ancak korkmak başka bir şeydir. Bir kez daha reddedilir miyiz diye endişelenirken, başkalarıyla yakınlaşmadan önce milyonlarca kez düşünmeye başlarız.
Kendimizden şüphe duyuyoruz
İnsanlar genellikle kendileri hakkında güvensizdirler ve değerlerini bilmezler . Bu durum geçmiş ilişkileri ya da trajik çocukluk anıları yüzünden olabilir. Bazı zamanlar bu tür düşünceler bizi pozitiflik ve öz-değerimizden mahrum bırakabilir ve biri bizi takdir etmeye başladığında, tuhaf veya savunmacı davranmaya başlayabilir veya belirli bir şekilde yanlış olduğunu kanıtlayabiliriz.
Aşk gerçek acıyı getirir
Pek çok insan, huzurunun kaçacağı ve sadece acıya yol açacak kötü bir şey olabileceğinin ihtimali yüzünden mutlu olmaktan korkar. Aşk bizi yaşam hakkında mutlu olmaya iter, bu yüzden bir parçamız hayal kırıklığı ve üzüntü gibi aşırı duyguları hissetme korkusuyla hareket eder. Genel kabullere sığınır ve aşkın acı vereceğini düşünmeye başlar.
Aşk eşitsizdir
Bir ilişkide, iki insan birbirini eşit derecede sevmez ve ikisinden biri daha çok aşık olabilir, bu yüzden insanlar merak edip durur, “benim ondan hoşlandığım kadar benden hoşlanıyor mu?” Bu güvensizlikleri giderebilir ve diğer yandan diğer kişinin sizi onlardan daha çok sevdiğini hissederseniz, duygularınızın onlar için gelişip gelişmeyeceği ya da o kişiyi incitip incitmeyeceğiniz konusunda endişelenirsiniz. Ancak, aşk her zaman dengeli olmadığı ve bu tür endişe düşünceleri yalnızca ilişkiden kurtulmanızı zorlaştıracağı için bu kadar küçük ayrıntılar için endişelenmek yersizdir.
Onları kaybetmekten korkuyoruz
İçimizde bilinmeyen bazı korkular var ve bir kez aşık olduğumuzda, sevdiğimizin gitmesinden çok korkuyoruz. Aşık olup onu kaybetmektense hiç olmayıp huzurumuzu bozmak istemiyoruz. Kendi korkularımızın farkına varmalı ve onların hayatımızı ve aşık olma isteğimizi etkilemesine izin vermemeliyiz. Sevdiğimiz kişiyi kaybetme düşüncesi korkutucu olabilir, ancak bu bugün onlarla birlikte yaşadığımız anlardan zevk aldığımız anlamına gelmez. Hayat, kime sahip olduğumuz veya sahip olmadığımızla ilgili değil, güzel anılar yaşamakla ilgilidir.
