Yaşam

Hasta Olan Ruhun Bedene Psikolojik Etkisi

Kızılay Web Banner 950X100

Bedenimiz içinde hapsolmuş ruhlar mıyız? Yoksa sadece bedensel varlıklar mı? İnsanoğlu bunu hala tartışadursun bizler sonsuz enerji ile buradan yaratılan ruhlarız. Ruhumuzun tekâmül etmesi için neye gerek vardır? Bedene.

Elimizle tutarız, gözümüzle görürüz, kulağımız ile işitiriz, bir düşünün kalbimiz olmasa nasıl yaşarız? Nasıl âşık oluruz? Ya ciğerlerimiz? Ciğerlerimiz olmadan nasıl nefes alabiliriz ki? Yaratılan her şeyin bir nedeni olduğu bu yaşamda tabi ki zaman zaman birçok hastalıklarda kendini göstermekte.

Hastalıkların ilk nedeninin tabi ki stres olduğunu hepimiz biliyoruz, çünkü stres denen olgu aslında vücutta ‘kortizol’ denen hormonun artış göstermesi. Bu hormon seviyesinde artık olunca bedende hastalanmazlar başlıyor. Kalp krizi, böbrek yetmezliği, akciğer kanseri, böbrek taşı, beyin tümörleri gibi birçok bulgular doktorlar tarafından teşhis ediliyor. Peki bu organlarımız neden hasta oluyor hiç düşündünüz mü?

Çok sevdiğim yazar arkadaşımın bir sözü vardır; ‘ruh hastalanmazsa beden hastalanmaz’ evet yanlış duymadınız, ruhumuz yaşamış olduğu üzüntü, acı, keder gibi duyguları vücuttan atmak istiyor ve bunu da organlarımız vasıtasıyla gerçekleştiriyor, peki hangi hastalık psikolojik olarak hangi hastalığı anlatıyor, gelin hep birlikte okuyalım.

Ağrılar: Sevgi ve destek bulma özlemi.

Aids: Kendini savunmasız ve ümitsiz hissetme, kendinden vazgeçme, cinsel suçluluk duygusu.

Akciğer: Hayatı içine alma kapasitesini temsil eder, depresyon, keder, hayatı içine almaktan korkma, kendine hayatı dolu dolu yaşama hakkını görmeme.

Akne: Kendini kabullenmeme, kendinden hoşlanmama.

Alerjiler: Kime karşı alerjiniz var? Kendi gücünü yadsıma.

Alkolizm: Anlamsızlık duygusu, yararsızlık, suçluluk, yetersiz hissetme, kendini reddetme.

Alzheimer Hastalığı: Dünyayı olduğu gibi kabul etmeyi, onunla ilişki kurmayı reddetme, umutsuzluk ve çaresizlik

Ağlama: Gözyaşları hayatın ırmaklarıdır, üzüntü ve korkudan olduğu kadar sevinçten de akar.

Amyotropil lateral skleroz: Kendi değerini kabullenme konusunda isteksizlik. Başarıyı yadsıma

Yumurtalıklar: Yaratma noktalarını temsil eder. Yaratıcılık.

Yüz Felci: Öfke üzerinde aşırı kontrol. Duygularını ifade etme konusunda isteksizlik

Zatürre: Umutsuzluk, Hayattan yorgunluk.

Akciğer rahatsızlıkları: iyileşmesine izin verilmemiş duygusal yaralar.

Zona: Korku ve gerilim. Aşırı duyarlılık.

Zührevi hastalıklar: (Bel soğukluğu, Uçuklar, Frengi) Cinsel suçluluk duygusu, cezalandırılma ihtiyacı duyma. Cinsel organların pis olduğuna inanma. Yani sizlerin de anlamış olduğu gibi hayatımızda yaşamış olduğumuz her olayın bizler de yarattığı duygu durumları olur, bunu kitabım ‘Ruhun Bilgesi’nde de belirttim. Yaşamış olduğunuz olaylardan duyguları çıkarın, geriye ne kalır? HİÇ. Demek ki buradan ne anlıyoruz? Olaylara, kişilere anlamlar yükleyip sonrasında kendimize hayatı zindan edecek duygulara bürünmemeliyiz, bürünürsek ne olur? Yukarıda belirttiğim gibi hasta bir bedene sahip oluruz. Her şeyimizle bir bütün olmalı lütfen unutmayalım, ruhumuza iyi bakalım… Sevgiyle Kalın

 #yazardannot; Her şeyden önce kendinizi çok sevin olur mu?

Bilge Karadeniz

Kızılay Web Banner 950X100