Kültür - SanatYaşam

Türk mitolojisinin ilgi çeken bazı tanrı, tanrıça ve yaratıkları

Kızılay Web Banner 950X100

Mitoloji deyince aklımıza hemen Yunan ve antik Mısır mitolojisi gelir. Oysa binlerce yıllık Türk mitolojisi çoğu kez gelenekselleşmiş, başkalaşmış kavramlarla gözümüzün önünde durur. Başta Türk mitolojisi olmak üzere doğu kültürüne ait Çin, İran gibi medeniyetlere ait mitolojiler keşfetmemizi bekliyor. 

Yunan mitolojisindeki Sentorlar, Satirler; Mısır mitolojisindeki Anubis, Ra, Bastet gibi ilgi çekici olan yaratıklar, tanrı ve tanrıçaların bir anlamda benzerleri Türk mitolojisinde de mevcut. Üstelik bazı mitolojik isimler çok sık kullanılmasına rağmen çoğunun anlamı bilinmez olmuş durumda.

İşte Türk mitolojisinin ilgi çeken bazı tanrı, tanrıça ve yaratıkları;

İki Kartal Başlı İnsan Semrük Bürküt

İki kartal başlı ve insan vücutlu mitolojik karakterlerdir. Türkçede bürküt, büyük kartallar için kullanılan bir kelimedir. Semrük Bürküt; bakır tırnaklı, sağ kanadı ile güneşi, sol kanadı ile ayı kaplayan mitolojik varlıktır. Bu nedenle gök kuşu olarak da isimlendirilir. Yakutlar tarafından çift başlı kartal, öksökö kuşu olarak da tanımlanır. Genellikle gök direklerinin ve kayın ağaçlarının tepesinde tasvir edilir. Ayrıca gökten yıldırım indirdikleri bilinir.

Tanrı Ülgen’in sembolü olarak görülen Semrük Bürküt, Başkurt efsanesinde adı geçen karakterdir. Türk mitolojisinde, tanrıya açılan göğün kapısını bekledikleri bilinir. Aynı zamanda Çin’de görülen ying-yang sembolü, Türklerde karşılıklı iki kartal olarak tasvir edilir. Bu kartalların döndükleri merkez ise yer ile göğün ortası olarak kabul edilir.

İyilik Tanrısı Ülgen

Türk ve Altay mitolojisinde İyilik Tanrısıdır. Ülken Han ve Moğolcada Ulgan Han. Göğün 16. katında yaşar. Kayra Han’ın oğludur. Türk mitolojisinde Tengricilik döneminde Türklerin iyilik tanrısıdır. Tek Tanrı inancında Göktanrı’nın oğlu ve gökyüzünün hükümdarı olarak görülmüştür.

Kayra Han’ın oğludur. Altın Dağ’da, altın kapısı olan altın bir sarayda yaşar. Altın bir taht üzerinde oturur. Kayra Han’dan sonra ikinci derecede öneme sahiptir. Gök cisimlerini yönetir. Göksel ve meteorolojik olayların ilk kaynağıdır. Biri ak, diğeri kara iki taşla gelerek (veya Korbolko Kuşu ile bu taşları göndererek) insanlara ateş yakmayı öğretmiştir. İyilik yapmayı sever.

Kayra Han (Kara Han)

Türk mitolojisinde Yaratıcı Tanrı. Baş Tanrı. En çok Altay, Tuva, Hakas ve Yakut mitolojilerinde ön plana çıkar. Babası ilk Tanrı olan Gök Tengri’dir annesi yoktur.

Gök Tengri’den sonra Tanrıların en büyüğü ve en önde gelenidir. Gök Tengri hariç bütün her şeyin yaratıcısıdır. Mutlak üstünlüğü vardır. Göğün 17. katında oturur. Tengri hariç Diğer bütün Tanrıları da o yaratmıştır. Bu anlamda diğer Tanrıların kendisiyle kıyaslandığında, emirlerini yerine getiren veya verdiği görevleri yineleyen birer melek konumunda olduğu yaklaşımı yanlış olmayacaktır. Ancak İslam öncesi Türk kültüründe melek veya benzeri bir kavram yer almaz. Bu sonuca yalnızca kıyaslama yapılarak ulaşılabilir. Evrenin yazgısını belirler. İyilik yönü ağır basar. Yeryüzünü yarattıktan sonra dokuz dallı bir ağaç (çam veya kayın) dikmiştir. Bu ağaç yerle göğü birbirine bağlayan yaşam ağacı “Uluğ Kayın”dır. İnsanların atası olan dokuz kişi bu ağacın dallarından türemiş ve dokuz boy (dokuz ırk) bu kişilerin soyundan ortaya çıkmıştır.

Kötülük Tanrısı Erlik Han

Türk mitolojisinde kötülük yapan Tanrı ruhudur. Erlik Han Gök Tanrı’nın oğlu ve eski Türklerin inancı Tengricilikte yeraltı aleminin efendisidir. (Yerlik/Erlik de denir). Moğollar ise Erleg veya Yerleg derler. Macar mitolojisindeki Ördög ile eşdeğerdir Ülgen’in oğludur ve Tengri’nin yeğeni ve Kayra Han’ın torunudur.

Günümüzde “kötü cin” olarak kullanılan bir tür cin olmasına rağmen kötülüğü simgeleyen bir tanrı ruhudur. Altayların bir yaradılış efsanesine göre Erlik Han, dünyanın yaradılışında Tengri’ye karşı fenalık yapmış ve Tengri onu ceza olarak yeraltı âleminin efendisi yapmıştır. Erlik Han, yeraltı Âleminin en alt katında yeşil demirden bir sarayda, gümüşten bir tahtın üzerinde oturur. Orada kendine koyu kırmızı parlayan ve çok az ışık veren bir güneş yaratmıştır. Emirinde dokuz semerli boğası vardır.

Güler Yüzlü Utkuuçi

Gökyüzünde yaşar, Tanrı Ülgen’e yakın ruhdur. Adının anlamı, ‘güler yüzle karşılayan’ demektir. Kurbanın ruhunu Tanrı Ülgen’e iletir. Elindeki yayın iki ucunda, kanatlı at bulunur. Kalkanında ise çift başlı kartal simgesi yer alır.

Savaş Tanrısı Kızağan Han

Türk mitolojisinde Savaş Tanrısı. Kızığan da denir. Göğün dokuzuncu katında yaşar. Kayra Han’ın oğludur. Çok kuvvetlidir. Orduları yönetmekte, savaşları kazanmakta, düşmanı yenmekte komutanlara yardımcı olur. Kızıl yularlı, kızıl buğra sırtındadır. Asâsı gökkuşağıdır. Kızıl renk ile simgelenir. Savaşçıları korur…

Güzellik Tanrıçası Ayızıt

Türk mitolojilerinde Güzellik Tanrıçası. Ayığsıt (Ayıhıt veya Ayısat) Hanım da denilir. Aşkın ve güzelliğin simgesidir. Ongunu kuğudur. Kuğular bu nedenle kutsal sayılır ve dokunulmaz. Kuğular biçim değiştirmiş kutsal kızlar olarak kabul edilir. Ayığsıt gümüş tüylü bir kısrak biçimine bürünebilir ve gökten yeryüzüne bu şekilde iner. Kısrak kılığındayken kuyruk ve yelelerini kanat gibi kullanır. Ormanlarda dolaşmayı sever. Ak bir kalpağı, çıplak omuzlarında ak bir atkısı vardır. Çocukları ve hayvan yavrularını korur. İnsanlara sevgi ilham eder. Sarayının kapısında ellerinde gümüş bakraçlar ve gümüş kamçılar bulunan yasakçıları (bekçileri) vardır. Bu yasakçılar kötü insanları içeriye almazlar. Ayzıt’ın kızları vardır. Onlar da kuğu kılığına bürünebilirler. Ayzıt’ın kızları büyülü beyaz bir tülü giyinince kuğuya dönüşürler. Beyaz Turna kuşu da diğer simgelerinden biridir. Sümerlerde Ay Tanrıçası olan Ay’a da ışık saçmaktadır ve adı da bu anlamla bağlantılıdır. Aşk her zaman ışıkla ve parlaklıkla simgelenmektedir. “Aşk ateşi gözlerimi kör etti” ifadesi bunun en belirgin anlatımıdır.

Türklerin Atası Oğuz Kağan

İlk Türk Devleti’nin kurucusu olarak kabul edilir. Bütün hayatı boyunca Gökbörü (Börteçine) kendisine kılavuzluk etmiştir. Türk mitolojisinde Türklerin atasıdır. Annesi Ay Kağan, babası ise Kara Han’dır. Aynı zamanda Oğuz Kağan Destanı‘nın başkahramanıdır. İlk Türk devletinin kurucusu olarak kabul edilen Oğuz Kağan’ın hayatı, daha doğumundan başlayarak olağanüstü olaylarla doludur. Yüzünün maviye çalan al renkli, ağzının ise ateş gibi olduğu bilinir. Çok çabuk büyümüştür ve doğar doğmaz bir kere süt emip, ardından çiğ et yediği söylenir.

Oğuz Kağan’ın gücü simgeleyen boynuzlu bir tacı vardır. Ormanda tek boynuzlu bir yaratıkla vuruşarak öldürdüğü bilinir. Bu yaratığın ise gergedan veya şeytan olduğu kabul görmüştür. Babası Kara Han’ı öldüren Oğuz Kağan, birçok boya adını vermiştir. Bu boylar; Uygurlar, Kanglılar, Kıpçaklar, Kalaçlar, Karluklardır. Aynı zamanda iki eşinden toplamda 6 oğlu olmuştur. Bunların çocukları ise Oğuz boylarını oluşturmuştur.

Loğusa Kadınların Düşmanı Alkarısı

Alkarısı  Türk, Anadolu ve Altay halk inancında lohusa dönemindeki kadınlara ve atlara musallat olduğuna inanılan yaratıktır. Efsanenin temeli Şamanizm’e kadar uzanır. İnanışa göre lohusaların ve yeni doğmuş çocukların ciğerleriyle beslenir. Alkarısından korunmak için çeşitli çarelerin olduğuna inanılır. Lohusa kadını yalnız bırakmamak, ışıkları sürekli yakmak, başucuna Kuran koymak, yüzünü kırmızı örtüyle örtmek bunlardan bazılarıdır. Albastıya neden olduğuna inanılır. Albıs adlı yaratık ile de alakalıdır.

Ötügen Ana

Yer Tanrıçası olarak da bilinir. Toprak ve yeri temsil eder. Devleti ve egemenliği korur. Toprağı ve toprakla ilgili tüm unsurları, bitkileri ve hayvanları korur. Konur (kahverengi) saçları vardır. Toprağa dayalı üretimi, tarımı ve hasadı korur. İnsanların bilmediği, ulaşamadığı bir yerde topraktan (kerpiçten) yapılmış evinde yaşar. Son derece alçak gönüllüdür. Mecazen emeği ve helal kazancı simgeler. Ötügen (Ötüken) aynı zamanda Türklerin yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya dağıldığı yerin adı olarak da kabul edilmektedir. Orhun nehri kaynaklarını bu bölgeden alır ve Göktürk Devleti’nin de başkenti yine bu yörede kurulmuştur

Asena

Belki de en tanınmış mitolojik karakterdir. Türkiye’de dişi kurda verilen isimdir. Buna karşın Türk mitolojisi ile ilgili kaynaklarda çoğunlukla, dişi kurdun doğurduğu erkek çocuklardan birisidir. Asena efsanesinin birçok farklı şekli bulunur. Aşina, Zena, Asen, Şunnu gibi isimlerle anılan sülalenin, bu dişi kurttan türediğine inanılır. Ayrıca aslının Açina kelimesinden geldiği de bilinir.

Ak Ana

Türk mitolojisinde Deniz Tanrıça’dır. Türk dillerinde; Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak anılırken, Moğolcada Sagan Ece olarak bilinir. Hiçbir şey yaratılmadan önce yalnızca sonsuz su varken ortaya çıkmıştır. Tanrı Ülgen’e yaratma ilhamını vermiştir ve yine suya dönmüştür. Işıktan bir bedeni bulunur ve başında gücünü simgeleyen taç benzeri boynuzları vardır. Denizkızı gibi uzun bir balık kuyruğu da bulunur ve bu kuyruk, maviye çalan bir renktir. Etrafında denizyıldızları dolaşırken tasvir edilir. Muhtemelen denizkızı efsanesi de buradan alınmıştır. Türk mitolojisi ne yazık ki fazla bilinmediğinden farklı isimlerle birçok öğe popüler kültürde pazarlanmıştır.

Mergen Han

Pergen Han olarak da bilinir ve Türk mitolojisinde Akıl Tanrısıdır. Her şeyi bilen Mergen, aklı ve zekayı temsil eder. Kayra Han’ın oğullarından birisidir. Göğün 7. katında oturur ve bilgisi nedeniyle her şeye gücü yettiği kabul edilir. Bilgeliği sayesinde attığı okun, hedefinden şaşmadığı söylenir. İnsanlara bilgelik veren, bilimi ve felsefeyi öğreten karakterdir. Yayının iki ucunda kurt kapası vardır. Ayrıca kollukları da kurt kafası şeklindedir.

Alaca bir ata binen Mergen, Yunan mitolojisindeki Hermes‘tir. Tanrı ve insanlar arasındaki iletişimi sağlayan bir habercidir.

Türk mitolojisinde Yazgı Tanrısı veya kader tanrısı.  Suyla Han’dır. At gözlü, kartal gagalı, eşek kulaklı ve yılan saçlı olarak tasvir edilir. Su ile Güneş ve Ay’ın ışığından yaratıldığı bilinir. Tanrı’nın elçisi olarak kabul edilir. Suyla Han, insanları korumakla görevlidir ve Karlık Han gibi onların yaşamlarını denetler. Ülgen’in en önemli yardımcılarından birisidir. Şamana kurbanları götürürken yardımcı olarak, kötü ruhların saldırısından korur.

Suyla Han’ın gözleri, otuz günlük uzaklığı görecek keskinliktedir. At Gözlü Kartal ve İki Dilli Kekeme Han gibi isimlerle de anılmaktadır. At kafasından oluşan büyük bir kalkan taşır.

Türk mitolojisinde, Kubay Ana ismiyle de bilinen doğum tanrıçasıdır. Doğum yapan kadınları korur.  Süt Gölü’nden tulumlarla süt getirir ve doğacak çocuğun ağzına damlatır. Böylece çocuğun dışarı çıkmak istemesini sağlar. Yaşam ağacının içinde yaşar ve bacakları, ağacın kökünü andırır. Bedeni şişman değildir ve orta yaşlı görünür. Üst kısmı çıplaktır ve göğsünden süt verir. Uzun saçları vardır ve ışık saçar. Hamile bir kadın doğum yaparken, gökten iner ve onun yanında durur; ama kadın onu göremez. Çocuk doğduktan 3 gün sonra gider.

Kızılay Web Banner 950X100