Röportaj

Simge’den Akustik

Kızılay Web Banner 950X100

Son dönemde altın çağını yaşıyor desek yeri. Kafamızı nereye çevirsek Simge orada. Deyim yerindeyse “Yürü ya kulum” dedi. ‘Simge’den  Akustik’ konserinde söylediği şarkıları YouTube kanalı üzerinden tek tek izleyicisiyle buluşturuyor. Yaza yeni albüm hazırlıyor. Ama müziği kadar özel hayatıyla da gündemde.

‘Simge Akustik Live’ projesiyle karşımızdasınız. Nasıl çıktı bu proje ortaya?

Geçtiğimiz 17 Ocak’ta, ‘Simgeden Akustik’ konserim inanılmaz güzel geçti. Hem kendi şarkılarımı, hem yastık altında kalan, söyleme fırsatı bulamadığım birçok şarkıyı seslendirdim. Konserin tamamını hem sesli hem görüntülü olarak kaydetmiştik. Görüntüler bize gelince menajerim Özgür Aras’ın o kadar hoşuna gitti ki “Biz bunu kesinlikle bir platformda yayınlamalıyız” dedi. Fikir o şekilde doğdu.

Ve ilk olarak ‘Ne Zamandır’ şarkısını yayınladınız. Bugüne kadar sizden dinlediğim en güzel şarkı…

Aaaa! Ne güzel böyle hissetmen. Çok hissederek okudum çünkü. Aslında uzun zaman önce aldığım ve kenarda beklettiğim bir şarkıydı. 16 şarkı seslendirdim  konserde. Her Cuma tek tek tüm şarkılarımı YouTube kanalım üzerinden buluşturacağız sevenlerimle.

‘Ne Zamandır’ şarkısının özel bir hikayesi var mı?

Bir çoğumuzun yakından tanıdığı bir duygu bu. Birini kaybettikten sonra onun hayatına yeni biri girince hissedilen o duygu ağırlığı… Bir de ben Ersay Üner’in şarkılarının bir tılsımı olduğunu düşünüyorum. Onun yazdıklarında sesim, yorumum daha bir güzel tınlıyor sanki.

Şarkıdaki kadar ağır bir aşk acısı yaşadınız yani?  

Yaşadım tabii… Aldatıldım da! Kendimce baya büyük şeyler yaşadım. Gerektiği kadar burnum yere sürtüldü yani.

Sonra nasıl aştınız o duyguyu?

Deli gibi ağlayarak… Ama nasıl bir ağlamak, baya salya sümük… Yollarda, otobüste giderken gözlük takıp ağlardım, ağladığım belli olmasın diye… Allah korusun, o duyguyu kimseye dilemem.

Şimdi en merak ettiğim soruyu soracağım. Hazır mısınız?

Haydi sor sor (Gülüyor). Çok hazırım hem de.

BENİM DE BİR ANNE BABANIN KIZI OLDUĞUMU UNUTMASINLAR

Siz hayatımıza gireli 10 yıldan fazla oldu. Ama magazinde hiç yoktunuz. Müziğiniz öne çıktıkça tuhaf haberler de üst üste gelmeye başladı. Bu bir tesadüf mü?

Yalnız, bekar ve başarılı bir kadın olmakla alakalı bence. Ben daha tanındıkça ve başarılı oldukça bu haberler çıkmaya başladı.

Şu an hayatınızda biri var mı?

Yok, uzun zamandır yok. Ama şu an hayatımda biri olsa, o da büyük sıkıntı olurmuş. Baksanıza duruma… Hayatınızdaki insan için de bu çok can sıkıcı olur. Her hafta adı başka biriyle anılan bir insan görüntüsü… Ama o haberleri yapanlar, lütfen benim de bir anne babanın kızı olduğumu unutmasınlar.  

“Simge’nin aslında herkesten gizlediği bir çocuğu var” haberleri nereden çıktı?

Hiç anlamış değilim! Düşünüyorum, aklıma o kadar bir şey gelmiyor ki… Evlat bu yani. İstenilse bile ne kadar saklanabilir? Olmayan bir şeyin savunmasını yapmak da zul geliyor insana.

Kendi hayat mücadelenize, yaşadıklarınıza bakınca, en zoru neydi?

Bir iş yapıyorsunuz, deli gibi emek veriyorsunuz ama kimse sizi tanımıyor. Hiç unutmuyorum, bir televizyon kanalına konuk olarak çağırılmıştım. O dönem kuzenim Yasemin asistanlığımı yaptığı için birlikte gitmiştik. O biraz benden önde yürüyordu. Davet eden kişi beni o kadar tanımıyordu ki Yasemin’e “Hoş geldiniz Simge Hanım” demişti.

Ne hissettiniz?

Berbat bir duygu. O gün “Bu işte bir yanlışlık var!” dedim kendime. Eğer piyasaya çıkıp bir gecede patlamadıysanız, benim gibi adım adım ilerlediyseniz o süreç çok sancılı geçiyor.

O süreç cidden o kadar zor mu? 

Deli misin! Nasıl bir sancısı vardır, anlatamam. Bilen bilir onu. Sokağa çıkıyorsunuz mesela, biri tanıyor, diğeri “Ya sizi bir yerden tanıyorum ama,  nereden?” diyor. Bir şey olmak isteyip de tam olamama duygusu… Ama şöyle bir güzel sonucu var bunun. Sonrasında sahip olduğun her şeyin kıymetini çok iyi biliyorsun. Asla şımarmıyorsun.

Bugün “Baş etmekte zorlanıyorum” dediğiniz neler var?

Valla çoğundan sıyrıldım. Bundan sonrası “Daha iyisini nasıl yaparım?” gibi hayallerden oluşuyor. Şükürler olsun evim var, arabam var, karnım doyuyor, bunun daha üstü varsa ve orası benim kısmetimse oranın da kıymetini bileceğime, hakkını vereceğime inancım tam. Ama yolun başındayken çok kayboldum Oya! Çıkış yolu bulamadığım çok zamanlar oldu. Ama pes etmedim hiç.

Aşka inancınız ne durumda?

Ne yaşarsanız yaşayın, insan bir şekilde kendini onarıyor. Aşka her zaman inanıyorum.

Sonsuz aşka ve tek eşliliğe inanıyor musunuz?

Ona inanmıyorum işte. İnanmak istiyorum ama hayır! Daha doğrusu kendi açımdan her zaman inanıyorum ama dünya artık öyle bir dünya değil.  Sadece benim tarafımdan öyle bir dünya da var olamıyor maalesef. Artık insanlar, özellikle erkekler tek eşli değil. 

Siz hiçbiriyle beraberken başkasından etkilenmediniz mi?

Aldatma ya da kalbimin, gönlümün kayması anlamında soruyorsan hayır. Ama birini beğenmek anlamında soruyorsan olmuştur. O da bir suç olmamalı diye düşünüyorum. Ama derin bir duygu geliştirmek, biriyleyken sürekli başkasını düşünmek… Orası tehlikeli bir bölge. İnsanın aklı şaşabilir oralarda.

Bugün için aşktan ve bir erkekten beklentiniz ne?  

Bana ve işime saygılı olmasını isterim. Ben birini ancak tanıdıkça sevebilirim. Tipe hiçbir zaman bakmadım, bakmayacağım. İşi, gücü, maddi durumu, bunların da önemi yok.

Bunda gerçekten samimi misiniz?

Düşünsene, ben şu an istediğini yiyen, istediğini giyen, istediği gibi gezen bir kadınım. Ne yapacağım ki erkeğin maddiyatıyla. Beni olduğum gibi kabul etsin, komik olsun, bana iyi davransın, beni düşünerek bir şeyler yapsın… Beni bunlar heyecanlandırır. Gözüm hiç yüksekte değil. Bir de kanka olabilmek önemli benim için.

Çok güzel bir kadınsınız. Güzelliğinizin avantajlarını mı dezavantajlarını mı daha çok yaşıyorsunuz?

Maalesef güzel kadınlara ve yakışıklı erkeklere karşı sadece fiziksel görüntülerinden dolayı bir ön yargı oluyor. “Bunlar güzel, bizden üstün” gibi bir algı var. Bende hiç olmadı ama insanların bana böyle davrandığı oluyor.

Nasıl mesela?

Mesela uçaktayım, öz güvenli bir hostese denk geldiysem “Hoş geldiniz Simge Hanım, size bayılıyorum” diyor. Ama öz güvensiz birine denk geldiysem, kahve istiyorum, asık bir suratla “İnişe geçtik, getiremem” diyor. Ya da duymamazlıktan geliyor.

Çok tuhafmış gerçekten…

Garip yani. Anlam veremiyorum ama “Bak, benden rahatsız oldu” diyorum. Bu da bir çeşit kadının kadına uyguladığı psikolojik taciz. Bunu gerçekten yaşıyorum. Daha birkaç gün önce, trafikte bir kadın önümde durdu resmen, boşluk varken yol vermedi. Neyin kafasını yaşıyorsun yani! Sen de bir kadınsın, bunu bana niye yapıyorsun? İşte o zaman anlıyorum ki tipimden rahatsız oldu.

Evde nasıl bir kadınsınız?

Üfff! Tam geyşayım. İnsanların çayını koyarım, bulaşık yıkarım, soğan doğrarım. ‘Asmalı Konak’ dizisindeki gibi haller. Aşırı derecede ev hanımıyım.

Evde nasıl kıyafetlerle takılırsınız peki?

Genelde pijamamla ama bazen de durduk yere makyajımı yapar, mis gibi kremlerimi sürer, güzel bir gecelik ve topuklu terliklerimi giyer, öyle takılırım. “Hayırdır, nereye gidiyorsun?” derler.  “Yok ayol, kendime hazırlandım” derim. Galiba arada sanatçı olduğumu hatırlatmak istiyorum (Gülüyor). Asistanım Alper almıştı o terlikleri de bana. “Şunları arada giy de şarkıcı olduğunu hatırla” diye.

Kızılay Web Banner 950X100