Mennan Usta, 1955 yılında doğdu, 1975 yılında 20 yaşındayken şirketini kurdu. Tek bir hayali vardı, başarılı olmak… Öyle ki yatağına yattığında bile yarın yapacağı işleri düşünüyordu. O yıllardan günümüze hayalleriyle büyüyen Mennan Usta, bir firmanın sahibi oldu ve üstün başarı gösterdi. Mennan Usta, 11 Haziran 2015 tarihinde vefat etmiştir.
Mennan Usta nasıl fabrikatör oldu?
Mennan Aksoy, 1965´te bir demir atölyesinde, 10 yaşındayken çırak olarak başlamış çalışma hayatına. Çıraklıktan arkadaşı Cahit Özçelik´le açtıkları atölyede Gaziantep´in meşhur para kasaları için yedek parça imal etmişler. O yıllarda yeni gelişen akrilik iplik sanayii, iplik makinelerinin çok pahalı olmasından şikayetçiymiş. Türk sanayiciler makine başına Almanya´ya 1 milyon 40 bin dolar ödüyormuş. Mennan Usta ‘‘Yahu ben şu makineyi bir görim’’ demiş ve soluğu fabrikada almış. Makinenin başında iki tur dönmüş ve sanayiciye dönüp, ‘‘Ben bunu ederim’’ deyivermiş. Sanayici gülerek, ‘‘Bu dışardan görüldüğü kadar basit bir araç değil’ diye ustayı terslemiş. Mennan Usta hafta sonlarında makinayı incelemeye, ölçüp biçmeye başlamış. Aklının ermediği noktalarda, fabrikaya gelip giden teknoloji aşığı Gaziantepli bilim adamı Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner´den yardım almış. Üniversite rektörlüğü Mennan Usta´yla birlikte bir mucize peşinde koşan bu bilim adamının, ustanın atölyesinden ayağını kesmesini ve kendisini akademik çalışmaya hasretmesini istemiş. Uskaner gizli gizli atölyeye gidip gelmeye devam edince rektörlük bu sefer para cezaları kesmiş. Uskaner, bunun üzerine üniversiteye veda edip Mennan ustayla çalışmaya koyulmuş. Bu küçük işletmenin bir köşesinde sessiz sedasız imal edilen makine ortaya çıkınca yer yerinden oynamış. TÜBİTAK ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Mennan Usta ve ekibine 1998´in Teknoloji Başarı Ödülünü vermiş ve bundan sonraki çalışmaları desteklemeye başlamış. Almanların, 1 milyon 40 bin dolara Türkiye´ye sattığı makineyi Mennan Usta sanayiciye 400 bin dolara piyasaya sunmuş.
Mennan ustanın makine üretme mücadelesine girişinin öyküsü
Gaziantepli iş adamı ve makine mucidi olarak bilinen Mennan Usta (Aksoy), kendi hayatından kesitleri esprili bir dille şöyle anlatıyor:
Mennan Aksoy, makine üretme mücadelesine girişinin öyküsünü şöyle özetliyor. ‘‘Bir gün Gaziantep´e tekstil makinesi satmak için bir Fransız geldi. Satış yaparken de bize diyor ki; ‘Tekstilin beşiği sizsiniz ama Çin ve Hindistan geliyor. Teknolojinizi yenilemezseniz sizi geçerler´. Bunu söylüyor ama derdi bizim geçilmemiz değil tabi ki. Arkasından da ekliyor; ‘En iyi makineleri biz Fransızlar üretiyoruz. Bizim makineleri alın rekabeti kazanın´ diyor. Beni bu durum çok etkilemişti. Çünkü eminim bu Fransız, Hintliye Çinliye de ‘Türkleri geçmek istiyorsanız bizim makineleri almanız şart´ diyordu. O zamanlar çok düşündüm ve şu gerçeği gördüm; ‘aslında Avrupa´nın tekstilde ve diğer sektörlerde ‘metalden´ başka geliri yok. Bu yüzden de ‘çeliğe hükmetmeyen namusuna mukayyet olamaz´ dedim kendi kendime ve makine yapmaya koyuldum.’’
Başarılı olmak için devlet, üniversite ve vatandaşın el ele vermesi gerektiğini belirten Aksoy, Almanya´da gördüğü iplik makinesini Gaziantep´te yaparken karşılaştığı zorlukları anlattı. Aksoy, başta herkesin karşı çıktığını, zamanla hem devletin hem de üniversitesinin kendisine destek verdiğini kaydetti.
On kişi bir araya geldiğinizde kebap mı konuşuyorsunuz, yoksa teknoloji mi?
Aksoy, teknik, pratik ve devletin bir araya gelmesi gerektiğin söyledi. Başarılı olmak için her şeyden önce inanmak gerektiğini ifade eden Aksoy, “Biz tekniği üniversiteden alacağız. Üniversitelerin başına bela olacağız. Devletten kastımda ticaret odası, sanayi odası gibi yerleri zorlayacağız. Pratiğe gelince de biz kendimizi teknolojiye ne kadar mesafede olduğumuzu belirleyeceğiz. On kişi bir araya geldiğinizde kebap mı konuşuyorsunuz, yoksa teknoloji mi, sıra gecesi mi konuşuyorsunuz? Eğer hala teknoloji konuşmuyorsanız, makine, icat bize bir şey anımsatmaz” diye ifade etti.
Gençler para yerine ilim peşinde koşmalı
Liderlik vasfının doğuştan geldiğini ifade eden Aksoy, gençlere para yerine ilim peşinde koşmalarını tavsiye etti. Asıl zenginliğin akıl zenginliği olduğunu belirten Aksoy, “Yapılmaz denilen hiçbir şey yok. Biz yeter ki kendimizi küçük görmeyelim. Helal para kazanmak zor; ama haram para kazanmak kolay. Aklımızı güzel şeyler için kullanmalıyız. Gençlerimize eğitimin yanında bir de pratiği vermemiz lazım. Bizim en büyük mirasımız evlatlarımız”
Belgeseli yapılası insan; Mennan Aksoy usta
54 yaşında ve ilkokul mezunu olan Mennan usta, makine dehası olarak biliniyor. Sanayi fuarlarında gördüğü makineleri en fazla 10 dakika inceledikten sonra aynısını yapabiliyor. Bu olağan üstü yeteneği yüzünden Avrupa ve Amerika’da yapılan sanayi fuarlarına girişi yasaklanıyor ve o bir yolunu bulup yine girmeyi başarıyor.
Mennan usta, Küsget’teki atölyesinde 10 yılda sayısız makine yaptı. Gaziantep’ in hatta Türkiye’nin önemli makina sanayicilerinden biri olarak gösterilen Mennan usta, hali ipliği makinesinden, tencere-kazan makinesine, fıstık makinesinden triko ipliği makinesine kadar onlarca makine üretti. Bu makineleri üretebilmek için ar-ge çalışmalarına 7 milyon dolar harcadı. Mennan ustanın elinden çıkan makineler Suriye, Pakistan, Fas, Romanya ve İran’a ihraç edildi. Türkiye’de ilk kez triko ipliği makinesini yapmayı başaran Mennan usta, bu makineyi de Brezilya’ya satarak, teknoloji satan bir usta haline geldi. Bu yeteneğinin yanı sıra oldukça sempatik olan Mennan Usta’nın, TRT kanalı tarafından belgeseli de yapılmıştır. Sanayiye katkılarının yanı sıra istihdam sağlayarak da ülke ekonomisine büyük katkıları olmuştur.