Röportaj

Kötü rollerin iyi adamı Kayhan Kızılırmak

Kızılay Web Banner 950X100

Kayıhan Kızılırmak kimdir, sizi tanımak isteriz. Sanat hayatınız nasıl başladı?

Afyon’un Sultandağı ilçesinde doğdum. Orta halli bir ailede büyüdüm. Babamın öğrettiği doğrularla hayatımı organize ettim. Ülkemizi Türklüğümü ve Fenerbahçe’yi bu yüzden çok seviyorum. Sanat hayatım üniversitede başladı. İngilizce öğretmenim Abdulkadir Gökmen’in teşvikiyle tiyatroya adım attım. İlk oyunculuk deneyimim sonrasında da bu tutkuya dönüştü. Çeşitli gruplarda çocuk oyunlarında ve büyük oyunlarında yer aldım. 2006 yılında Kutay Şahin ile birlikte Küçükçekmece Sanat Tiyatrosunu kurduk. Kendi oyunlarımızı sahneledik. 6 yıl boyunca birçok şehirde turne yaptık.

Oyuncu olmayı neden istediniz?  Bu süreç hayatınızı nasıl etkiledi?

Her insanın bir hayali vardır. Çocukken izlediğim filmlerde kendimi oynarken hayal ederdim. İnsanlar doktor, mühendis, öğretmen gibi meslekleri yapabilir. Bunları daha birçok mesleği bu listeye ekleyebilirsiniz. Oyunculuk insanı anlatan her hikâyeyi kapsıyor. Her şey olabilirsiniz. Kötü biri veya iyi biri; Kısacası insanı anlatmak beni oyuncu olmaya sürükledi.

Hayatımı nasıl etkilediğini cevaplayacak olursam her oyuncu arkadaşımın yaşadığı evrelerden geçtim. Kolay bir yol olmadığını adım attıkça anladım. Bu durum beni daha çok çalışmaya kendimi geliştirmeye odakladı. Güzel olan da bu aslında; bu meslekte eksik hiç bitmiyor. Sürekli öğreniyorsunuz. Her yeni rolde gelişiyorsunuz. Hayat biçiminiz gelişme üzerine oluyor.

Kendi oyunlarımızı sahnelik dediniz. İlk sahnelediğiniz oyundan bahseder misiniz?

Ekip olarak kendi hikayelerimizi anlatmalıyız dedik. Üniversite hayatını konu alan Bir Avuç Yaşam isimli oyunu sahneledik. İlk yazdığım oyun olması hasebiyle benim için çok değerlidir.

Yazdığınız başka tiyatro oyunları var mı?

Bir Avuç Yaşam’dan sonra Bu Toprağın Bedeli, Nasrettin Hoca Çocuklarla, Sarayımızdan Otel Hikayeleri yazdığım diğer tiyatro oyunlarıdır.

Son diziniz Savaşçı’dan önce başka yapımlarda yer aldınız mı? Televizyona geçişiniz nasıl oldu?

Televizyona geçişim 2004 yılında Süleyman Çobanoğlu sayesinde oldu. Gül Güzelkaya ve Gülizar vatanlar in yönettiği Kalp Gözü dizisinde kamera ile tanıştım. Gelişmem de saydığım bu üç ismin emeği büyüktür. Gül Güzelkaya ve Gülizar Vatanlar’ın yönettiği Kalp Gözü dizisinde kamera ile tanıştım. Kalp Gözü dizisi bu nedenle benim için çok önemlidir. Kamera oyunculuğunda okulum o set olmuştur. İlk göz ağrısı derler ya ‘Kalp Gözü’ öyledir benim için. Sonrasında ‘Eksi 18’ isimli polisiye dizide oynadım. Proje uzun sürmedi. 2014’te yine Süleyman Çobanoğlu’nun Kaleme aldığı Sinegraf yapımı Kızılelma dizisinde Barış karakterini oynadım.

Oyunculuk zor bir yol dediniz. Bu konuda unutamadığınız bir an var mı?

2008 yılında yaşadığım kötü bir hatıra var. Aklımdan hiç çıkmaz. O zamanların çok izlenen bir dizisinin seçmelerine girmiştim. Rol çok güzeldi. Çok iyi hazırlandım. Üç gün boyunca deneme çekimlerine katıldım. Yaklaşık 50 adayın arasından rolü kazandım. Çok mutlu olmuştum. Set programı bile gelmişti. Çekimin yapılacağı gün kimse aramadı. Sonrasında öğrendim ki Rolü deneme çekimine bile girmeyen birine vermişler. Sektörü çok sorguladım o zaman, düşünsenize zamanınızı ayırıp seçmeye gidiyorsunuz ama emeğiniz görünmüyor. Bunu hiç unutmuyorum.

Savaşçı ’ya nasıl dahil oldunuz?

Kızıl Elma dizisinden sonra uzun bir süre tiyatro yaptım. Otellerde şovlara çıktım; tiyatro ne yazık ki gereken değeri görmüyor. Hayatımın sorunlu bir döneminde yazarlarımızdan Sn Gül Güzelkaya’dan gelen telefonla Savaşçı dizisine katıldım. Bu telefon beni çok mutlu etti. Hiç unutmam 2 Aralık 2018 Pazar sabahı Sayın Gül Güzelkaya ‘Velid’ karakterini sen oynayacaksın, sana güveniyorum dediğinde çok mutlu olmuştum. Savaşçı kadrosuna böyle dahil oldum. Birinin size inanma duygusu çok güzel…

Velid karakterine nasıl hazırlandınız? Sizden istenenler nelerdi?

Rolü önce Sayın Gül Güzelkaya anlattı. Karakteri inşa eden servislerimiz sonuçta. Onların hayalini kavramaya çalıştım. Velid’in paraya olan düşkünlüğü anlatılmıştı. Ortadoğulu biriydi Velid. Konuşmamı, vücut dilimi bu tip insan örneklerine göre hazırladım.

Velid dizide kötü bir karakter ama aynı zamanda da seyircinin çok güldüğü biri. Velid’i bize anlatır mısın?

Velid gerçekten kötü bir adam. Tek değer verdiği şey para. Hatta Velid’in söylemesiyle Pera J Hiçbir ideolojisi, inancı yok ve para için yapmayacağı delilikte yok. Tek motivasyonu para olan birinin düştüğü acizliklerse seyirciyi güldürüyor. Maşa olarak kullanılan insanların sonu bu karakter üzerinden gösteriliyor.

Savaşçı çok izlenen bir proje, senin için neyi ifade ediyor?

Gerçekten büyük proje. Türk dünyasının sesi ve anlattığı hikayelere baktığınızda tarihi bir belge çıkıyor karşınıza. Bu yıl işlediğimiz Kıbrıs meselesi gibi Kırlangıç Paşanın ağzından dinlediğimiz Mete Han gibi… Keskin ve etkileyici bir dili var. Mesela Doğu Türkistan’ı işlediğimiz bölüm o kadar etkili olmuş ki sete soydaşlarımız Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz geldi. Gözleri dola dola teşekkür ettiklerini unutmuyorum. Gaye Turgut Evin’in oynadığı Çiğdem Ülgen karakteri Doğu Türkistan’ın kahramanı; o anı görmeniz lazımdı. Bu nedenle de sadece Türkiye’nin değil tüm Türk dünyasının sesidir Savaşçı.

Peki kötü karakteri oynamak zor mu?

Oyuncu için iyi ya da kötü karakter yoktur. Bu benim fikrim. Şahsen kötü karakter oynamayı seviyorum. Çünkü birilerinin de kötüYÜ göstermesi gerektiğine inanıyorum.

Peki dünyanın ve ülkemizin mücadele ettiği salgınla ilgili ne düşünüyorsun?

Öncelikle bu durumun bir an evvel bitmesini istiyorum. Bu nedenle herkesin duyarlı olması lazım. Dünya ve ülkemiz bu durumla baş etmeye çalışıyor. Üzerimize düşen sorumluluğu almak zorundayız. Karantina kurallarına hijyen kurallarına uymak ve bunu başta en yakınlarımız için yapmak zorundayız. İnsanoğlunun aşamayacağı güç yoktur. Bu durumun da üstesinden geleceğiz. Ancak ne olursa olsun tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

Peki Karantina Günlerin nasıl geçiyor?

Zor bir durum fakat moralimi bozmuyorum hiçbir şekilde. Kendimi motive edecek etkinlikleri çoğaltmaya çalışıyorum. Bu durum birçok insanın kendini dinlemesini fırsat oldu aslında okumadığınız kitaplar okuyorsunuz, izlemediğimiz filmler varsa onları izliyoruz İnsan biraz kendini dinlenmesi lazım. Karantina sürecini ben böyle değerlendiriyorum.

Özel hobilerin var mı?

Doğada zaman geçirmeyi çok severim. Fırsat buldukça tabiatta yürüyüşe çıkarım. Oyuncu arkadaşım Şahverdi Ali Eren sayesinde Bağlama çalmayı öğrendim. Bu da yeni bir hobi oldu benim için. Yeni bir keşif ve aslında benim en büyük hobim bu diyebilirim.

Savaşçı dan sonra yeni projeler var mı, bahsetmek ister misin?

Biliyorsunuz salgın sebebiyle setler durdu. Savaşçı şu an devam ediyor. Yeni projelerin senaryoları  geliyor. Menajerim Aslı Bankoğlu ve Seda Yazıcı ile birlikte projeleri değerlendiriyoruz. Her şey normale dönünce güzel bir sinema projesi olacak.

Kızılay Web Banner 950X100